Doğumla vatandaşlık, ABD'de doğan her çocuğun yasal hakkıdır. Ancak 14160...
Read MoreAv.Yasin Bilgehan Akalan
Göçmenlik Hukuku Uzmanı – Akalan Law Firm
ABD Yüksek Mahkemesi, göçmenlik hukukunu ve sığınmacıların güvenliğini doğrudan etkileyecek önemli bir adım atmıştır. Yüksek Mahkeme, Massachusetts Bölge Mahkemesi’nin verdiği bir kararı askıya almıştır. Bölge mahkemesi, DHS’nin (Department of Homeland Security) kişileri, mensubu olduğu ülke dışında başka ülkelere habersiz ve usulsüz şekilde göndermesini durdurmak istemiştir. Mahkeme, ülke çapında bir yasaklama kararı vermiştir. Ancak Yüksek Mahkeme, böylesi geniş kapsamlı bir yasağın alt mahkemenin yetkisini aştığını yönünde karar vermiştir. Bu karar, göçmenlerin işkence riski bulunan üçüncü ülkelere gönderilmesi tartışmasını ortaya çıkarmıştır.
Massachusetts Bölge Mahkemesi 18 Nisan 2025 tarihli DVD v. DHS kararında, DHS’nin (Department of Homeland Security) kişilere yazılı bildirim yapmadan ve korkusunu ifade etme fırsatı vermeden üçüncü ülkeye gönderim yapamayacağı yönünde bir karar vermiştir.
1-Olaylar
İlk davacı, Guatemala vatandaşı O.C.G., ülkesine geri gönderilmek istenmiştir. Ancak Göçmenlik Mahkemesi, zulüm ve işkence riski nedeniyle Guatemala’ya iadesini yasaklamıştır. Buna rağmen DHS, O.C.G.’yi habersiz şekilde Guatemala’ya gönderilmek üzere Meksika’ya nakletmiştir. Bu sırada O.C.G., Meksika’da kaçırılmış ve ağır saldırılara maruz kalmıştır.
Benzer şekilde, bazı sığınmacıların Güney Sudan’a gönderilmesine yönelik işlemler yapılmıştır. Bu süreçte DHS, kişilere önceden bildirimde bulunma yükümlülüklerini ihlal etmiş ve onları ciddi güvenlik risklerinin bulunduğu bir bölgeye yönlendirmiştir. (Mahkeme Üyesi Görüşü) Bu şahıslar 5 Temmuz 2025’de Güney Sudan’a ulaştırılmışlardır. (Associated Press)
Ayrıca DHS, Libya’ya gönderim planları yapmıştır. Libya ise uzun süredir devam eden iç savaş ve işkence vakalarıyla bilinen bir ülkedir.
2-Sınıf Davası
Dava bireysel nitelikte değil, bir sınıf (class action) davası olarak açılmıştır. Başvurucu “D.V.D.” adıyla anılsa da, dava aslında DHS’nin ortak uygulamalarına maruz kalan geniş bir grubu temsil etmiştir.
Davacılar farklı menşe ülkelerinden gelseler de aynı uygulamanın mağduru olmuşlardır. DHS, kişileri kendi ülkeleri dışında üçüncü ülkelere gönderirken işkence veya kötü muamele riskini değerlendirmemiştir. Ayrıca bu gönderimlerden önce kişilere herhangi bir bildirim yapılmamıştır.
3-Başvuru
Davacılar, DHS’nin “üçüncü ülkeye gönderme” politikasının hukuka aykırı olduğunu ileri sürmüşlerdir. Bu politikanın hem federal yasalara (FARRA §1242) hem de ABD’nin taraf olduğu İşkenceye ve Diğer Zalimane, Gayriinsani veya Küçültücü Muamele ya da Cezaya Karşı Sözleşme’ye (CAT) açıkça aykırı olduğunu belirtilmişlerdir.
4-Karar
Mahkeme, 18 Nisan 2025 tarihinde kararını açıklamıştır. DHS’nin söz konusu uygulaması ülke çapında durdurulmuştur. Mahkeme, DHS’nin her bireye gönderimden önce yazılı bildirim yapmasını zorunlu kılmıştır. Ayrıca kişilere, işkence veya kötü muamele görecekleri yönündeki endişelerini dile getirme fırsatı tanınması gerektiği ifade edilmiştir.
Massachusetts Bölge Mahkemesi, DHS’nin tekrar eden ihlallerini dikkate alarak bu tedbirin yalnızca davacılarla sınırlı kalmaması gerektiğini özellikle vurgulamıştır.
5-Hukuki Gerekçe
ABD, 1994 yılında İşkenceye Karşı Sözleşme’ye (CAT) taraf olmuştur. CAT’nin yükümlülüklerini yerine getirmek amacıyla Kongre, hem diğer yasaları, hem de Foreign Affairs Reform and Restructuring Act of 1998‘ ı kabul etmiştir. Bu Kanun’un 1242. maddesi, bir kişinin işkence görme riski olan bir ülkeye iadesini (non-refoulement) yasaklamaktadır. Ayrıca bu hüküm CAT’nin 3. maddesiyle uyumludurö
Bu politika, sadece sabıkalı göçmenleri değil; sığınmacıları, Geçici Koruma Statüsü (TPS) gibi insani programlarla korunan bireyleri de kapsıyor
Massachusetts Bölge Mahkemesi (District Court) karar verdikten sonra, bu karar Birinci Bölge Temyiz Mahkemesine (1st Circuit Court of Appeals) götürülmelidir. Normalde, temyiz incelemesi bu mahkemede yapılmalıdır.
Ancak olayda, farklı bir durum vardır. DHS (Department of Homeland Security), temyiz süreci sonuçlanmadan “acil başvuru” (emergency application) yapmıştır. Bu başvuruda “Bölge Mahkemesi’nin kararının derhal durdurulması talep edilmiştir. DHS’ye göre, temyiz sonuçlanana kadar, hükümetin bu karara uymak zorunda kalması telafisi imkânsız zararlar oluşturacaktır.
Yüksek Mahkeme, bu tür acil başvuruları doğrudan inceleyebilir. Bu tür hızlı ve genellikle gerekçesi sınırlı kararlar, medya ve akademik çevrelerde ‘shadow docket’ olarak adlandırılır.
Yüksek Mahkeme, 23 Haziran 2025 tarihinde aldığı kararla, Massachusetts Bölge Mahkemesi’nin kararını geçici olarak askıya almıştır. (U.S. Supreme Court. [2025, June 23]) Kararında, alt mahkemelerin ülke çapında yürütmeyi durdurma (nationwide injunction) kararları verirken yetki sınırlarının tartışmalı olduğunu, bu dosyada verilen geniş kapsamlı tedbirin sınırlı tutulması gerektiğine işaret etmiştir. Bu yönüyle, alt mahkemelerin en azından davadaki taraflarla sınırlı karar vermesi gerektiği yönünde bir sinyal vermektedir.
Kısaca: Yüksek Mahkeme’nin bu geçici kararı, alt mahkemelerin DHS’nin ülke çapındaki uygulamalarını engelleme konusunda ihtiyatlı davranması gerektiğini göstermektedir. Ancak Mahkeme, davanın esasına girmemiş, yalnızca “kararın uygulanmamasına” karar vermiştir.
Bu karar, bir yandan DHS’ye geçici bir nefes aldırmakta, diğer yandan da alt mahkemelerin geniş kapsamlı tedbir yetkisi konusundaki tartışmalara sınırlayıcı bir yön vermektedir.
Massachusetts Bölge Mahkemesi (District Court) kararının temyiz incelemesini, Birinci Bölge Temyiz Mahkemesi (1st Circuit Court of Appeals) yapacaktır. Ancak, bir karar temyize götürüldüğünde bu karar otomatik olarak askıya alınmaz. Massachusetts Bölge Mahkemesi’nin verdiği yasaklama kararı (injunction), temyiz süreci boyunca geçerli olmaya devam eder. Bu kararın uygulanmasının durdurulması (stay) için ayrıca mahkemeden talepte bulunulması gerekir. Bu talep önce Bölge Mahkemesi’ne, reddedilirse 1. Bölge Temyiz Mahkemesi’ne, oradan da gerekirse Yüksek Mahkeme’ye yapılabilir.
Eğer 1. Bölge Temyiz Mahkemesi, Bölge Mahkemesi’nin kararını onaylarsa (affirm), yasaklama kararı yürürlükte kalır. Eğer bozarsa (reverse/vacate), yasaklama ortadan kalkar. Bu noktada taraflardan biri Yüksek Mahkeme’ye başvurabilir.
Yüksek Mahkeme’ye başvuru yapılırsa:
Kısacası: Bir kararın temyiz veya Yüksek Mahkeme sürecinde askıya alınıp alınmayacağı, otomatik olarak değil, mahkemenin verdiği “stay” kararına bağlıdır.
Trump, Green Card başvurularını, özellikle ulusal güvenlik ve kamu düzeni gerekçesiyle daha sıkı bir denetime tabi tuttu. Bu karar, binlerce sığınmacı ve mülteci için bekleyiş süresini uzattı. Başvuruların reddedilme ihtimali ise ciddi şekilde arttı.
1-Kolektif Korumanın Daralması
Nationwide injunction sınırlanınca toplu koruma azalır. Artık benzer durumda olan yüzlerce kişi ayrı ayrı dava açmak zorunda kalır.
2-Güvenlik Boşluğu
Non-refoulement ilkesi pratikte zayıflar. Sığınmacılar işkence riski taşıyan ülkelere gönderilme tehlikesiyle karşı karşıya kalır.
3-Psikolojik ve Toplumsal Etkiler
Belirsizlik, sığınmacılarda korku ve güvensizlik yaratır. Ayrıca ABD’nin insan hakları sicili uluslararası alanda sorgulanır hale gelir.
4-Erişim Sorunları
Hızlandırılmış sınır dışı süreçlerinde avukata erişim zaten sınırlıdır. Yargı denetiminin azalması bu sorunu derinleştirir.
DHS’nin uygulamaları, O.C.G. örneğinde olduğu gibi sığınmacıların ciddi güvenlik açıklarıyla karşılaşmasına yol açmıştır. Guatemala’ya iadesi yasaklanan bir kişinin, Meksika üzerinden habersiz şekilde gönderilmesi onun kaçırılması ve ağır saldırılara maruz kalmasıyla sonuçlanmıştır. Benzer şekilde, Güney Sudan’a yönlendirilen sığınmacılar, yüksek tehlike içeren bir bölgeye gönderilmiş ve bu da fiilen yaşam hakkı ile güvenliklerinin riske atılması anlamına gelmiştir. Libya’ya yönelik gönderim planları ise, işkence ve iç savaşla anılan bir ülkeye dair aynı tehlikenin sürekliliğini göstermektedir.
Bu bağlamda Yüksek Mahkeme’nin alt mahkemelerin yetkisini sınırlayan kararı, yalnızca teknik bir prosedür tartışması değildir. Karar, doğrudan sığınmacıların yaşamını ve güvenliğini etkileyen, fiilen onları korumasız bırakan bir nitelik taşımaktadır.
Sonuç olarak, DHS v. D.V.D. davası, sığınmacıların non-refoulement (işkence veya zulüm göreceği yere geri gönderilmeme) güvencesinin zayıflamasına neden olmuştur. Bu nedenle karar, sığınmacılar açısından daha kırılgan ve riskli bir zeminin oluşmasına, ABD’nin ise uluslararası yükümlülüklerinin fiilen aşınmasına yol açmaktadır
Bu karar, Yüksek Mahkeme’nin hükümetin talebini kabul ederek bir alt mahkemenin verdiği sınır dışı etmeyi durdurma kararını kaldırdığı anlamına geliyor. Yani hükümet, kişinin sınır dışı işlemini derhal uygulayabilir.
Kararın ardından, eğer İç Güvenlik Bakanlığı (DHS) sınır dışı işlemini başlatırsa, başvurucunun Amerika’dan çıkarılması mümkün. Ancak, avukatları yeni hukuki yollar arayabilir (örneğin başka bir başvuru ya da uluslararası mekanizmalar).
Karar, özellikle hızlandırılmış sınır dışı sürecindeki (expedited removal) sığınmacıların federal mahkemelerden geçici koruma (injunction) alma olasılığını azaltabilir. Bu, daha az yargı denetimi ve daha hızlı sınır dışı anlamına gelebilir.
Kongre, yasal düzenlemeler yaparak yargı denetimini güçlendirebilir veya sınır dışı süreçlerini daha adil hale getirebilir. Ayrıca federal mahkemeler benzer davalarda farklı sonuçlara ulaşabilir, bu da yeni içtihatlar yaratabilir.
Massachusetts Bölge Mahkemesi 18 Nisan 2025 tarihli DVD v. DHS kararı: https://iptp-production.s3.amazonaws.com/media/documents/2025.04.18_PI_-_DVD_v._DHS.pdf
ABD Yüksek Mahkemesinin 23 Temmuz 2025 tarihli DVD v. DHS kararı: https://www.supremecourt.gov/opinions/24pdf/24a1153_l5gm.pdf
Birleşmiş Milletler İşkenceye Karşı Sözleşmesi: https://www.ohchr.org/en/instruments-mechanisms/instruments/convention-against-torture-and-other-cruel-inhuman-or-degrading
1998 tarihli Dışişleri Reformu ve Yeniden Yapılandırma Yasası (FARRA) https://www.congress.gov/bill/105th-congress/house-bill/1757
ABD Yüksek Mahkemesi Üyesi Görüşü: https://www.law.cornell.edu/supremecourt/text/24A1153e
Doğumla vatandaşlık, ABD'de doğan her çocuğun yasal hakkıdır. Ancak 14160...
Read MoreABD Göçmenlik Vizeleri, aile birleşimi, eğitim, insani koruma ve Green...
Read MoreGreen Card nedir? Green Card, Amerika Birleşik Devletleri'nde yasal olarak...
Read MoreTrump’ın 2025 sınır dışı politikaları, sadece yasa dışı göçmenleri değil,...
Read MoreAkalan Law Firm, PLLC
All Rights Reserved © 2024